8 Nisan 2008 Salı

İzmir İzmir

Temmuz ortalarında İstanbul'un bunaltıcı sıcakları başlamıştı. Arena tiyatrosu da bu sıcaklardan nasibini alıyordu. O yıllarda havalandırma mefhumu henüz bilinmediğinden provalar sırasında sıcak ve havasız sahnede bunalıyorduk.Çözümü Abdullah Ziya buldu. Provalar İzmirde açık hava sahnesinde devam edecekti.Öyle de oldu. O hafta sonu, cumartesi günü öğle vakti Tophane rıhtımından İzmir vapuru ile İzmir'e hareket ettik. İzmir vapuru o yıllarda Hollanda da yenilendiğinden pırıl pırıl lüks bir vapur olmuştu.Mamaranın o yıllardaki mavisi Ege denizinden farksızdı. Esen Günay yanında bir kasa meyveli furuko gazozu ile binmişti vapura. Elbette gazoz kasasında iki şişe de tekel votkası saklıydı.Esen Günay ile aynı kamarada kalıyorduk.Vapur Sivriada açıklarındayekne ve İstanbul'un tarihi silueti ufukta silinirken Esen Günay güçlü gazozlarımızı hazırlamıştı. Yıllar sonra Titanik filminde gördüğüm vapurun pruvasındaki o ünlü sahneyi güçlü gazozun sayesinde biz elli yıl önce gerçekleştirmişiz meğer.Vapurun pırıl pırıl pruvasının rüzgarında güçlü gazozları ard arda tüketiyorduk. Olağan üstü güzel bir sarhoşlukla başlayan öğlen vakti işreti, kamarada üztümüz başımızla sızarak sona erdi.